Kayıtlar

Mart, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Akılla Bir konuşmam

Resim
Akılla Bir konuşmam oldu dün gece sana soracaklarım var dedim. Soğuk bir tabure üstündeyim kurumuş ellerime sürdüğüm alkollü krem ellerimi kurdeşen dökmüşçesine kızartıp can yakıyor. Yeni yıkanmış saçlarımdan damlalar akıyor. Hiç bir zaman kurutma makinalarını sevmemenin acısını zonklayan baş ağrımla çekiyorum. Kuru bir sessizlik var odada. Duyduklarım tek şunlar; arkamda duran buzdolabının hırıltısı, parmaklarımın klavyede ki dansından çıkan tuş sesleri ve çok uzaklardan geldiğini düşündüğüm bir erkek çocuğun bağırması. Kulak kesiliyorum çocuğa ama söylediği kelimelerin karşılığını anlamıyorum. Belki de bir anlamı yok. Anlamak için uğraşmayı bırakıyorum sonunda .Hafiften acıktığımı fark ediyorum sağ koltuk da yün yorgana sarılı sabahtan kaynattığım sütün akşama yoğurt olmasını diliyorum buzlukta ki mantı ile yemeyi planlıyorum ama 1 gece buzdolabında kalmadan o yoğurdun tam mayalanıp sertleşmeyeceğini bilsem de birazdan kapağını açıp bakacağım. Umut etmekten başka çarem yok. İşle ilgi...
Akılla Bir Konuşmam Bu blogun adını kendi kendime konuşma seansım olarak değiştirmeliyim sanırım. Bilgece sözler edip kimseyi düşündürdüğüm belli ki yok. Ömer Hayyam'ın Akılla bir konuşmam şiirinden esinlenerek yıllar önce kurduğum site şuan fiyasko durumda günlüğe çevirdim ortamı. İçimde çok derinlerde saklı edebiyat yeteneği çıkar diye bekledim ama pek çıkacağı yok gibi. Bu yüzden ortalık batmış durumdayken biraz daha enkazın üstünde tepinebilirim. Çünkü neden tepin miyim? Bu bugün ki tek soru işareti değil...   Bugünümü bir dizi adı gibi koyacak olsam adı Hayatla kavgam yok derdim. Bugün bu cümle çıktı ağzımdan bir anda ''Benim bu hayatla pek bir kavgam yok'' dedim. Gerçekten yok muydu?  Bu yazının devamını uzun zamandır getiremiyorum. Konuyu nereye çevireceğimi ve son cümlemi bir türlü bulamadım. Ve sonunda cevabı bulana kadar yarım kalmasını istedim.                                  ...